İçeriğe geç

HEDEP’in 2024 yerel seçim stratejisi ne olmalı? -2

Numan Kurtulmuş Tuncer Bakırhan’ı ziyaret etmiş.

Normal.

Olması gereken basit şeylerden biri.

CHP HEDEP ile görüşünce azıtanlar ile, AKP HEDEP ile görüşünce azıtanlar arasında,

Azgınlığın niteliği açısından bir fark yok.

İkisi de hafifmeşrep asla rücunun tezahürü.

Sadece azgınlığın düzeyi zaman zaman değişiyor.

Ayrıca son derece basit bir görüşme, öyle çok anlam yüklemek de doğru değil.

Keşke nezaket ziyareti değil de seçim öncesi pazarlık görüşmesi olabilseydi, karşılıklı talepler istişare edilseydi, seçimden önce adımlar atılsaydı, seçimde ona göre taktikler planlansaydı…

Mesela AKP seçimden önce hasta tutsaklara yönelik düzenleme yapsa, tecrite son verse, kayyum atama işini imkansız hale getiren yasa çıkarsa, anadil konusu bir adım daha ileri götürülse, hatta mümkünse barış görüşmeleri başlasa…

Bunun karşılığında HEDEP’te İstanbul, Ankara, İzmir ve kendi kazanamadığı ama oyları ile sonucu etkilediği diğer belediyelerin tamamını AKP’ye kazandırsa…

Ne olacak mesela?

Öyle kimse “Bu kadar şeyden sonra AKP ile bir araya gelinmez” falan demesin.

Bu çerçevede bir araya gelmek, bu şartlar altında alttaki fotoğraf karesinde bir araya gelmekten daha kötü değil.

Kürt siyaseti Mayıs seçimlerinde o fırsatı kaçırdı, AKP’nin o zaman çok daha fazla ihtiyacı vardı, seçim AKP için ölüm kalım meselesiydi, bugün öyle değil.

İlla AKP gelsin diye bir kural da yok HEDEP de pekala bu talep ve teklifle AKP’nin kapısını çalabilir.

“Yok biz pazarlık yapmayız, kendi adaylarımızla üçüncü yola sapıp İstanbul, Ankara, İzmir’i kazanacağız” diye zırt atarsanız, 3’ünü AKP’ye kendi elinizle yine vermiş olur, 1’ini bile alamamış olursunız.

Ha bu olmadı mı?

O zaman AKP ile böyle poz vermezsiniz ziyarete gelince de mesela en fazla Saruhan Oluç düzeyinde karşılarsınız, çıkarken de “Biz adayımızla giriyoruz, her yerde de sana kaybettirmek için çalışıyoruz, değil kayyum tek tane meclis üyemizi atarsanız, size gösteririz.” dersiniz, gönderirsiniz, gerekeni yaparsınız.

Şimdi yukarıda 3 seçenek var.

Bu 3 seçenekten hangisi rasyonel, uygulanabilir, sonuç alıcı, hangisi Kürdün lehine?

Pazarlık yapın derken kendimizi satıp, cebimizi dolduralım demiyoruz,

Bağrımıza taş basalım halk, tutsaklar, tecrit, kayyum ve diğer sorunlar için adım attırmaya çalışalım diyoruz.

Direneceksek av daye li ser serî ha bostek ha çar tilî, kaybedecek zincirimiz bile yok.

Bağrımıza taş basacaksak hangi taşı bastığımızın farkı nedir?

Zaten o taş eninde sonunda kafamızı ezmek için gelecek, bari gelene kadar soluklanalım.

Kategori:GENEL

Bu yazı yorumlara kapalı.