CHP PM Üyesi Ali Haydar Fırat diyor ki;
“Bu pazarlık değil bu rezillik!”
Kürt siyasetini kontrpiyede bırakmak için girişilen ucuz ve klasik salvolar bunlar.
Kürt siyasetinin bu sefer bu golü yememesi lazım.
Her halükarda her hamle ya AKP ya CHP’nin işine gelecek.
AKP ya da CHP, hangisi olduğu önemli değil, hangisi olacaksa artık, onunla oturup konuşulsun, şartlar konulsun, karşılıklı fayda sağlansın, ona göre adım atılsın.
Kimsenin gazına gelip politika belirlemeyin.
Yoksa kaybedersiniz.
Kaybederiz.
Kürt halkına bu sefer de kaybettirme hakkınız yok.
Biri ikisi devşirme üç beş Kemalist aferin demedi diye kendinizi ispatlamaya çalışmayın,
“Biz bu işi biliyoruz” havasına girip Siyasal İslamcı kazığı da yemeyin.
Kürt siyasetinin karar alıcılarının bu süreci Kürt halkı lehine kazanıma çevirebileceğine dair şahsen inancım yok.
Bu süreç neden önemli;
Çünkü bu ülkedeki iktidar ve muhalefetin sadece seçimden seçime Kürtlere ve Kürt partilerine işi düşüyor, sadece seçimlerde muhatap alıyorlar, sadece seçimde oy alabilmek için Kürtler lehine herhangi bir konuda adım atıyorlar.
Küçük ya da büyük herhangi bir adım atmanın yolu, seçimde izlenecek yolla mümkün olabilir.
Başka bir yolu var mı?
Var da ben mi bilmiyorum?
Kimse güçlüyüz, direniriz, kazanırız falan demesin
100 yıldır direniyoruz, ölüyoruz, öldürülüyoruz, katlediliyoruz daha bir şey kazanmadık.
Üç beş tane temel konu belirleyip, anadil, hasta/siyasi tutsak, kayyum, tecrit gibi bir kaç konu da “Bizim talebimiz bunlar, iktidar adım atacaksa iktidara destek vermeye, muhalefet bizimle direnecekse muhalefete destek vermeye hazırız.” diyerek strateji belirlemek çok zor.
Çok mu zor yaw, sizi bundan alıkoyan nedir?
Bu ülkede siyaset bu kadar basittir.
Bu kadar basittir.
Çünkü siyasetçisi basittir.
Bunu söylemenize rağmen iki taraf da sizi ciddiye mi almıyor, söylediniz sonuç mu almadınız?
O zaman çıkın açıkça söyleyin “Kimse bizi adam yerine koymuyor, muhatap almıyor, siyasette aktör olarak görmüyor, bu saatten sonra anlamı yok, devletin bütün alanlarından çekiliyoruz.”
Bunu söyleyin gelin, bu sistemden beklentimiz olmasın, hiçbir şey yapamazsak bile her Kürt hergün aynı saatte 5 dakika olduğu yerde zıplasa, sadece zıplasa, 5 milyon oy almış ya YSP, çoluk çocukla 15-20 milyona yaklaşıyor,
20 milyon kişi günde 5 dakika zıplasa, mevcut siyasetten çok daha fazla sonuç alır.
Pazarlık, sine-i millet, sivil itaatsizlik… bir dünya seçenek varken günün sonunda;
“Elbette eksikliklerimiz oldu, çalışan hata da yapar, özeleştirimiz pratiğimiz olacak, bu sefer kesin büyük kazanacağız”
cümlesini duymak istemiyorum.
Bir Kürt yurtseveri olarak duymak istemiyorum.
Duymak isteyen Kürt çok “Partimiz ne yapsa doğru yapar, ne dese doğrusu odur” diyen çok ciddi bir kitle var.
Ben öyle düşünmüyorum, halk parti için yoktur, parti halk için vardır, partiyi yönetenler hata yapıyorsa, yapmadan önce, yaparken hata yapıyorsunuz derim.
Parti denilen şey, ilkeler, değerler bütünüdür, parti zaten yanlış ya da doğru yapmaz.
Yanlış ya da doğru iş yapan siyasetçilerdir, karar alıcılardır.
Kürtlerin karar alıcıları da ben kendimi bildim bileli yanlış yapıyor.
Bu sefer yapmasa güzel olurdu.
Bu yazı yorumlara kapalı.