Film ismini Boston Globe gazetesinin “Spotlight” isimli bir nevi özel haber biriminden alıyor.
Gerçek bir olayı konu alan filmi #TomMcCarthy yazıp yönetiyor.
Film her yönüyle gayet başarılı.
Gazetecilik yönü ise inanılmaz düzeyde başarılı.
Belki de bütün dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu gazeteciliği ve nasıl yapılması gerektiğini gösteriyor.
Film, 70-80’li yıllarda Boston’da katolik rahipler tarafından fakir ve kimsesiz çocuklara yönelik gerçekleştirilen cinsel istismar olaylarının, aralarında @SachaPfeiffer ve @MikeRezendes gibi gazetecilerin yer aldığı ve başında @WalterVRobinson’un yer aldığı Spotlight ekibi tarafından, 2002 yılında ortaya çıkarılmasını anlatıyor.
Ekibe ve gazeteye 2003 yılında Pulitzer Kamu Hizmeti Ödülünü de kazandıran haber, bütün dünyayı ilgilendiren ve halen bile dünyanın kanayan, acıtan ancak görülmeyen yarası olan “Kapalı gruplarda çocuk istismarı” vakalarını gözler önüne seriyor.
İstismar olayları, dindar Hristiyanların tepkisinden çekinen ya da Hristiyanlık inancının zayıflayacağını düşünenlerin görmezden geldiği, üstünü örttüğü için yıllar sonra ancak kararlı bir gazetecilik sonucu ortaya çıkarılabiliyor.
Film gazeteciliğin hiçbir otoritenin etkisi altında kalmadan yapılması gerektiğini ve yapıldığında nasıl sonuç alınabileceğini gösteriyor.
Üstelik öyle bir gazeteciliği tarif ediyor ki yaşadığımız toplumda da son derece muhtaç olunan bir gazetecilik.
Cinsel istismar hele ki çocuğa yönelik olanları halen toplumumuzda görünür olmayan, belli kaygılarla üstü örtülen vakalar.
Ve ne yazık ki bildiğimizden, gördüğümüzden çok daha yaygınlar.
Özellikle de kapalı dini grupların, tarikat ve cemaatlerin yurtlarında, yetiştirme yurtlarında, yatılı okullarda vb. toplu yaşam yerlerinde, bazen münferit bazen sistematik görülen olaylar.
Bunların önüne geçilmesi, ortadan kalkması için yüzleşilmesi, hesaplaşılması gerekiyor.
Bunun için de görünür olması gerekiyor, görünür olması için de filmde anlatılan gazeteciliğe ihtiyaç var.
“Herkes biliyordu ama kimse bir şey yapmadı” diye tarif ediyor film olayları.
İşte gazetecilik dediğimiz şey bazen tam olarak budur; herkesin bildiği ama belli kaygılarla görmezden geldiği, sustuğu şeyleri yüksek sesle söylemek.
Her ne kadar bizdeki sonucu filmdeki gibi olmayacak ve bedeli ağır olacaksa da,
Başka bir yolu yok.
O yüzden bütün gazeteci ve gazeteci adaylarının izlemesi gereken araştırmacı gazetecilik dersi niteliğinde bir film bence.
Filme dair @yenalbilgici’nin Spotlight ekibiyle yaptığı bu başarılı röportaja da bakmakta fayda var.
Bu yazı yorumlara kapalı.